Dağılan CET İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğangündeme ait açıklamalarda bulundu. Oğan, “Türkiye’deki bu linç kültürünü kesinlikle tedavi ettirmemiz gerekiyor. Bu linç kültürünü çok tehlikeli buluyorum. Tenkitlere değil, lakin hakaret edenlere dava açacağım” dedi.
‘YAVAŞ ADAY OLSAYDI, ADAY OLMAYACAKTIM!’
CNN Türk canlı yayınında konuşan Oğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan makam talebi’ olduğu istikametindeki açıklamasına şöyle cevap verdi:
“Sayın Yavaş benim dostumdur. Bu seçim sürecinde de kamuoyuna deklare ettiğim fikirlerim vardı. Şayet Yavaş aday olsaydı, ben aday olmayacaktım. Şayet bir Türk milliyetçisi aday olsaydı, ben aday olmayacaktım. Ben 3 sene evvel ‘Bir Türk milliyetçisi aday olursa ben aday olmayacağım’ dedim. Ve Türk milliyetçilerini adaysız bıraktılar. Ben 3 yıldır bu tarafta çalışmalarımı sürdürüyorum. Sinan Oğan gönüllüleri bizim 3 yıldır ne yaptığımızı pek güzel biliyor. 3 sene boyunca toplantılar yaptım. Orada bunları anlatmıştım, Siyasetin merkezine Türk milliyetçilerini oturtmalıyız ve HDP’yi Türk siyasetinin merkezinden uzaklaştırmalıyız. Biz bunları başardık.
‘KILIÇDAROĞLU İLE BİR TELEFON GÖRÜŞMEM OLDU’
Sayın Yavaş aday olmadı, Kılıçdaroğlu oldu. Daha doğrusu adaylığını diretti ve herkese kabul ettirdi. Kılıçdaroğlu ile oturduğumuzda çok şey konuşuldu. Ben ‘Tabanınızı nasıl ikna edeceksiniz? Parlamentonda yükünüz yok’ dedim. Ben bir Kılıçdaroğlu bir de Davutoğlu ile görüştüm. En son Kılıçdaroğlu ile bir telefon görüşmem oldu. Ben de Sayın Özdağ ile randevusu olduğunu, bu bahisleri Özdağ ile konuşabileceğini söyledim.
‘BENİM İÇİN DEĞERLİ OLAN MAKAM TALEP ETMEK DEĞİL’
Benim taleplerim olsaydı Kılıçdaroğlu hepsini karşılamaya hazırdı. Benim için değerli olan bir makam, mevki talep etmek değil. Temel mevzu; ben ikna olmadım. Bu seçimin HDP takviyesi olmadan alınabileceğini… Açık açık konuştuk. Ben aslında büyük bir fedakarlıkta bulundum. Yoksa ülke bir felakete sürüklenirdi. Yoksa pazarlıklar da yapılırdı, cumhurbaşkanı yardımcılıkları da alınırdı… Şayet Sayın Yavaş yanlış anlamışsa tekrar söz edelim….”